Gülser Anne`den Tavsiyeler-8 (Temiz Hava, Bol Gıda :))
Tekrar selam... Nasılsınız, orada havalar nasıl :)
Gülser Anneyle son muhabbetimden sonra havalarla daha bir ilgilenir oldum.
“Gençler şimdilerde, bahçesinde şık masaları koltukları olan, cadde üzerinde yol boyunca dizilmiş birbirinden iddialı, ikramlı pastahanelere kafelere rağbet eder oldu” diyor Gülser Anne.Öyle de güzel ve davetkârlar ki “ah zamanım olsa şurada bir kaç saat takılsam” dedirtiyor mutlaka… Saatlerce oralarda oturuyorlar, sabahın erken saatlerinden,gecenin rengarenk ışıklarına kadar… Kafe keyfi yapayım derken aslında zehir soluyorlar, çünkü ana caddeler üzerinde bir dakika dinlenmeyen yollar adeta egzoz üretme fabrikası.
Ciğerlerine farkında olmadan zehir stok edip sonra neden olduğunu çözemedikleri çeşitli kalıcı solunum yolu hastalıklarına davetiye çıkarıyorlar.
Hele son moda, hafta sonu eğlencesi kültürü haline gelen, sabahtan akşama kadar kapalı ortamlarda,AVM lerdegeçirilen zamanlar var ya… vazgeçilmez menüler, dondurulmuş ve şip şak çözülmüş öğlen ve akşam yemekleri, atıştırmalar…
“Maalesef böylece Kanser; kapalı AVM ler, yanlış beslenme,cadde kenarı kafeleri bağımlılığı yollarıyla gençliğe ve ailelere gizlice sinsice tuzağını kuruyor.” diye umutsuzca duygularını dile getiriyor Gülser anne…
Ne kadar kasvetli muhabbetimiz olmuş değil mi... “Oysa” diyor Gülser Anne,“deniz kenarı, parklar, daha açıklardaki mesire yerleri, trafikten uzak, ağaçların yoğun olduğu yerlerde oyalanmaya, kendimizi de çevremizdekileri de bir alıştırabilsek…” Derinlere, yeşile ve maviye bakarak beynimizi, gözlerimizi dinlendirmeyi alışkanlık haline getirebilsek…
“Evlerimizi de doğru saatlerde havalandırmadıkça, aynı zararı ev ortamından da alıyoruz” diyor... “En sağlıklı havalandırma zamanı gece saat 03.00-06.00 arası” diyor. Çünkü bu saatte trafik ve yaşam yoğunluğu, bütün işlekliklerin köşesine çekildiği, temiz havanın hâkim olduğu zamandır diyor... Bir düşünsenize, camlarımızı karşılıklı açıp evde birikmiş karbondioksit, yemek kokuları, eşyaların çıkardıkları ağır ve kısmen kimyasal kokuları, bütün birikmişlikleri vs... doğanın havasının en temiz olduğu bu saatlerdedışarı atıp, taze temiz havayı evimize alırsak, yeni bir yirmi dört saate daha enerjik başlamaz mıyız, üstelik hücrelerimize kadar bedenimizi bir şekilde temiz havayla ödüllendirmiş de oluruz??
Gıda terörü kadar maalesef kirli hava terörü de aramızda yıkımlara sebep oluyor…
Bilinçli hareket edersek sağlığımıza sahip çıkabiliriz diyor Gülser Anne. Kendisine hepimiz adına tekrar tekrar teşekkür ediyorum… Sağlıkla kalın.
Gülser Anneyle son muhabbetimden sonra havalarla daha bir ilgilenir oldum.
“Gençler şimdilerde, bahçesinde şık masaları koltukları olan, cadde üzerinde yol boyunca dizilmiş birbirinden iddialı, ikramlı pastahanelere kafelere rağbet eder oldu” diyor Gülser Anne.Öyle de güzel ve davetkârlar ki “ah zamanım olsa şurada bir kaç saat takılsam” dedirtiyor mutlaka… Saatlerce oralarda oturuyorlar, sabahın erken saatlerinden,gecenin rengarenk ışıklarına kadar… Kafe keyfi yapayım derken aslında zehir soluyorlar, çünkü ana caddeler üzerinde bir dakika dinlenmeyen yollar adeta egzoz üretme fabrikası.
Ciğerlerine farkında olmadan zehir stok edip sonra neden olduğunu çözemedikleri çeşitli kalıcı solunum yolu hastalıklarına davetiye çıkarıyorlar.
Hele son moda, hafta sonu eğlencesi kültürü haline gelen, sabahtan akşama kadar kapalı ortamlarda,AVM lerdegeçirilen zamanlar var ya… vazgeçilmez menüler, dondurulmuş ve şip şak çözülmüş öğlen ve akşam yemekleri, atıştırmalar…
“Maalesef böylece Kanser; kapalı AVM ler, yanlış beslenme,cadde kenarı kafeleri bağımlılığı yollarıyla gençliğe ve ailelere gizlice sinsice tuzağını kuruyor.” diye umutsuzca duygularını dile getiriyor Gülser anne…
Ne kadar kasvetli muhabbetimiz olmuş değil mi... “Oysa” diyor Gülser Anne,“deniz kenarı, parklar, daha açıklardaki mesire yerleri, trafikten uzak, ağaçların yoğun olduğu yerlerde oyalanmaya, kendimizi de çevremizdekileri de bir alıştırabilsek…” Derinlere, yeşile ve maviye bakarak beynimizi, gözlerimizi dinlendirmeyi alışkanlık haline getirebilsek…
“Evlerimizi de doğru saatlerde havalandırmadıkça, aynı zararı ev ortamından da alıyoruz” diyor... “En sağlıklı havalandırma zamanı gece saat 03.00-06.00 arası” diyor. Çünkü bu saatte trafik ve yaşam yoğunluğu, bütün işlekliklerin köşesine çekildiği, temiz havanın hâkim olduğu zamandır diyor... Bir düşünsenize, camlarımızı karşılıklı açıp evde birikmiş karbondioksit, yemek kokuları, eşyaların çıkardıkları ağır ve kısmen kimyasal kokuları, bütün birikmişlikleri vs... doğanın havasının en temiz olduğu bu saatlerdedışarı atıp, taze temiz havayı evimize alırsak, yeni bir yirmi dört saate daha enerjik başlamaz mıyız, üstelik hücrelerimize kadar bedenimizi bir şekilde temiz havayla ödüllendirmiş de oluruz??
Gıda terörü kadar maalesef kirli hava terörü de aramızda yıkımlara sebep oluyor…
Bilinçli hareket edersek sağlığımıza sahip çıkabiliriz diyor Gülser Anne. Kendisine hepimiz adına tekrar tekrar teşekkür ediyorum… Sağlıkla kalın.