Gülser Anne`den Tavsiyeler-15 (Evde Sirke...)

Gülser Anne`den Tavsiyeler-15 (Evde Sirke...)
Gülser Anne`den Tavsiyeler-15 (Evde Sirke...)

Merhabalar…

Adını duyunca çoğu kişinin yüzü ekşir, limon yermiş gibi. Hele kokusundan birçok insan nefret eder. Ama bu nimet öyle değerli, öyle derde deva bir lütuf ki bizlere, kıymetini bilmek gerekir. Bana hem kokusu hem de tadı hep güzel gelmiştir. Bu durum belki de Gülser annenin, küçüklüğümden beri evde sirke hazırlamasına tanık olmamdandır.

Daha sonra sizlere faydalarını, bildiğim kadarıyla sıralayacağım, ama önce Gülser annenin tarifiyle nasıl yapılabileceğini anlatmak istiyorum. Hemen geri durmayın, çok kolay, hepimiz yapabiliriz, hem kolay hem de masrafsız… “Aman ne olacak, alırım marketten işte bu” da diyebilirsiniz. Tabi ki alırsınız ama kendi sirkenizi hazırlamanın hazzını yaşayın bence, hiç bir katkı maddesi olmadığına emin oluyorsunuz bir kere…

Mesela evinizde büyükçe bir kavanoz vardır… Üçle beş litre su alabilecek kadarla başlayabiliriz... Yazın çekirdekli veya çekirdeksiz, siyah veya sarı üzümün suyunu çıkardınız, kabuklarını, çekirdeklerini hatta saplarına kadar posasını atmıyorsunuz, kavanozunuzun içine koyuyorsunuz, posanın çok olması tadını daha çabuk ve lezzetli almasını sağlar, üstünü üç parmak boşluk kalacak kadar suyla tamamlayıp belki ekşimesini hızlandırmak için 2-3 nohut, belki bir tatlı kaşığı da maya niyetine evdeki sirkenizden katıyorsunuz, isterseniz tabii, katmaya bilirsiniz de… Akşam televizyon karşısında meyvenizi yerken, soyduğunuz elmaların kabukları da olabilir, ayvanın, armudun kabukları da... Hepsi olabilir, sirkeler çeşit çeşit... Bu günkü kabuklarla başlayıp ertesi akşamki meyvelerin de kabuklarını bir gün sonra ilave edebilirsiniz.

Üstüne kapak niyetine kevgir veya büyükçe, ağzını örtecek ama hava almasına engel olmayacak şekilde süzgeç koyuyorsunuz. Sirke, meyve şekerlerinin parçalanmasıyla oluşan yeni hale geçiştir, burada sirke sineği denilen görevliler, bir kaç gün sonra devreye girip parçalanmayı hızlandırmaya başlar, siz de yavaş yavaş sirke kokusunu almaya başlarsınız. Bir ay kadar sonra, ortamın ısısı ve ışığın etkisi süreci hızlandırır veya yavaşlatır, sirkenin tam tadını aldığını fark edersiniz, zaten ara ara posaların arasına daldırdığınız kaşıkla sıvının tadını kontrol edersiniz. “Tamam, sirkem artık oldu” dediğiniz zaman onu güzelce süzün ve aşağıda, yazdığım bir kaç örnekle bu çok değerli hazineyi kullanmaya başlayın :)) Ölçü ve tarif vermeyeyim, bilahare konuşuruz :)

-Suya ilave edip kaynatınca evde, mutfakta sinmiş sigara, yemek kokularını giderir,

-Suyuna azıcık ilaveyle yumurtayı çatlamadan ve kolay soyulacak gibi kaynatır,

-Durulama suyuna ilaveyle sebze- meyveyi sağlıklı temizler,

-Halıları parlatır ve lekeleri giderir,

-Gargara ile ağız kokusunu giderir,

-Ballı karışımıyla boğaz ağrısı, gribi hafifletir,

-Gümüş, çelik, buzdolabı temizliği, vs. vs.

Bu kadar da değil, ev hayatında şaşılacak kullanım ve etkilerinin hepsini bilseniz şaşırırsınız, bu bir kaç örnekle dikkatinizi çekmek istedim. Asıl ilginizi, sağlığa etkileriyle çekmek isterim, internetten araştırdığımızda onlarca... çok çok faydalarını okuruz.

Elma sirkesi doğal bir iksirdir. Neredeyse bütün sistem hastalıklarında, alerji ve yüksek ateşli hallerde, yaşlılığa sağlıklı hazırlanmada, pırıl pırıl bir cilt için, kısacası bedenimizin içten ve dıştan tedavisi için doğal bir ilaçtır. Burada sır kelime “doğal” olup, evlerimizde hazırladığımız sirkeyle, başlangıç için mini bir tarif vereceğim. Ben de uygulamaya başlamayı düşünüyorum, bu kadar bedava ve kolay bir fırsatı kaçırmamak lazım.

Sabah, aç karnına 1 bardak suya 1 tatlı kaşığı sirke, 1 tatlı kaşığı da bal ilave edip karıştırıyoruz, 1 hafta uyguluyoruz ve sonunda birbirimize, hayatımızda nelerin değiştiğini anlatıyoruz... Var mısınız :)) ?