Gülser Anne`den Tavsiyeler-19 (Ütü Çilesi...)
Merhabalar...
Yere serdiğim çarşafın üzerinde okul önlüklerimiz, yakalarımız, dantel sehpa örtüleri, babamın gömlekleri... Hangisi olursa, ıslatılmış ve iyice sıktığımız incecik şeffaf beyaz tülbenti silkeleyip üstüne sererek, o zamanın ağır ütüsüyle ütülemem şeklinde ütüyle tanıştım. Tabii bundan 35-40 yıl kadar öncesinden söz ediyorum. Elektrikler kesilince veya ütü bozulduğunda ütüyü ocağın veya sobanın üzerinde ısıtarak ta aynı işlemi yapıyorduk.
Gülser annemiz, bize üzerimize düşen görevler konusunda gereken sorumluluğu vermiş, kalabalık ailenin hiç bitmeyen diğer işlerinden başını kaldıramadığından, bizler de biraz olsun yükünü hafifletmeye çalışırdık.
Çok özenli olunmalıydı, bir genç kız her işi iyi yapmalıydı ama ütü kesinlikle en iyi yapılmalıydı. Hele babamın pantolonları çok zordu. Devlet memuru olduğu için gömlek ve pantolonları her ütüde olurdu. Vitrinin (o zaman büfe derdik) ve sehpanın dantel örtüleri de çok meşakkatliydi. Okul yakalarımız ve sehpa örtülerimizi önce kolalı suya sokardık, sıkar, öyle serip üstüne tülbent koyup ütülerdik ki kalıp gibi olsun:)
Kolayı içecek olarak düşünenler olabilir. Ama beyaz, suda hemen eriyen, ütülenip kuruduğunda çamaşırları kalıp halinde bırakan bir maddeydi. Şimdilerde markette sorsak kola var mı diye, meşrubat dolabını gösterirler:)
Ütü, gerçekten zordu ve belki dönemimizde herkes bizim kadar şanslı olamaya biliyordu. Bazı filmlerde, yatağın altından çıkarılan düzeltilmiş pantolonlar espri malzemesi yapılsa da, bunlarda gerçek payı vardır.
Bizden öncesine, çok çok geçmişe bakarsak, 17.yy. da ütü, ısıtılmış ağır dün tabanlı taşlarla yapılırmış. Bu yöntem çok tutmayınca, ağır demir tabakaların içine kömür koru doldurulup daha bir gelişmiş ütüleme yapılmış. Tabii geçişler farklı benzer çözümlerle olmuş. Çamaşırlardaki kırışıkları gidermek için çokça uğraşlardan sonra 18.yy. a doğru içi oyuk ve sapı olan ağır metal ütüler, soba üzerinde ısıtılarak kullanılmaya başlanmış. 19. yy. da daha standartlaşmış ve 1882 lerde ütü-kablo-elektrik bağlantısı bulunup on yıl sonrasında tam elektrikli ütü keşfedilmiş oldu.
1926 larda buharlı ütü üretilmeye başlanmış olup sonraları ağırlığı da azaltılmış, hem sanayii alanında hem de evlerimizde kullanılmak üzere, özellikleri fazla seçenekleriyle, çeşitleri ticari alanda da kafamızı karıştıracak kadar arttırmıştır.
Şimdilerde ütü istemeyen giysiler ve kumaşlar var. Kuru temizlemeciler, ütücüler evlerimize kadar hizmet veriyorlar.
Ne çok ütü yapardık, kalabalık aileydik ve hiç bitmezdi ütülerimiz. Sonra ütü masaları çıkınca ütü yaparken,hem zamandan hem de ağrıyan yerlerimizden kurtardık:)
Çamaşır makinesi, dikiş makinesi ve ütü bence en güzel buluşlardan. Daha birçoğu var, en başta elektrik. Abartmadan kullandıkça doğaya da kesemize de zararı olmadığını düşünüyorum, bu hizmetleri bize sunanlara da teşekkür ediyorum.
Her şeyi elinde hazır bulan şimdiki neslin, her konuda önceki sıkıntıları, yaşananları ve bedelleri bir tarih bilgisi olarak bile olsa, öğrenmelerinde fayda olduğu inancındayım.
Kolalı okul yakaları gibi masum günler dileğimle…