İzmir`in Konakları... Çakıcı Efe

İzmir`in Konakları... Çakıcı Efe
İzmir`in Konakları... Çakıcı Efe

BiLKA ailesiyle tanıştırmam kısmet olmuştu rahmetli babam Hacı Yusuf Uzlu`yu.Beylerbeyi sarayında geleneksel kahvaltılarımızdan birini yapıyorduk, Gülser anneyle beraber misafirimiz olmuştu 😊 Onunla anılarımdan birini anlatmak istiyorum.

Babamla bir gün araçla sanırım yine hastaneye gidiyorduk, radyoda bu türkü çalıyordu.

İzmir`in kavakları,

Dökülür yaprakları,

Bize de derler Çakıcı,

Yar fidan boylum,

Yıkarız konakları...

Devamı var tabii, bilirsiniz. Bir Zeybek, efe türküsüdür Egeden. Babam rahmetli, her olayı yaşanmış bir hikayeye bağlar, onu en detayıyla anlatır, çok uzun sürse ve tekrar anlatıyor da olsa onu her defasında heyecanla dinlerdim. Kaynakları sağlam, klişe olacak ama canlı tarihti babamız.

Babam bir off çektikten sonra, Çakıcı Efenin hikayesini biliyor musun dedi. Onu bir kahraman gibi gösteren yazılı kaynaklarmaalesef eşkiyalığının her yönünü yazmamışlardır. Çakıcı, (Çakırcalı Mehmet Efe), Osmanlının 1800 lü yıllarının sonuna doğru yaşamış, belki de dünyanın en büyük eşkiyalarından biridir. Bunu TV, radyodan sıradan bir Ege türküsü gibi dinleriz, hatta söylenirken bazen oynamazlar mı? Bu türkünün ne çaresizlikler, sıkıntı ve kahır altında mecburen bir kahramanlık türküsü gibi yazılmış ağıt olduğunu bilmezler.

Osmanlının iradesinin zayıfladığı 1800-1900 yılları arasında, halk içinde çeteler oluşmaya başlamış, bu çeteleriç savaşlarda halkı korumak adınabirbirleriyle çatışmaktaydılar. Bu çetelerin çoğu dağlara çıkmış, eşkiya olarak oralarda yaşar olmuşlar. Zaman zaman halkın yanına inip, evleri basıp sizi koruyoruz deyip giyim, hayvan, para, erzak toplayıp dağlara dönmüşlerdir. Halk, çete-eşkiya savaşları arasında çaresiz isteneni verir, en güçlüleri hangisiyse taraf tutar hale gelmişlerdir. Zenginden alıp fakire verme maceraları da olmuştur. Ama en güçlü eşkiya olan Çakıcı, çetesiyle gece yarıları konakları basıp ailelerin körpe, beğendikleri kızlarını veya beslemelerini alıp dağa kaldırmışlardır. Aileler buna itiraz edecek durumda değildirler. Eşkiyalar zulüm de yapsalar halkın kahramanıydılar çünkü, dönemde Ermeni, Rum, Boşnak, Arnavut çetelerinden can ve mallarını koruyorlardı.

Çakıcı Efeve çetesinin 1000den fazla insanı öldürdüğü ve genelde işkenceyle, uzuvlarını keserek, parçalayarak ve yakarak öldürdüğü söylenir. Babası da eşkiya olup, Ödemişli zeybek Çakırcalı Ahmet Efedir. Sonra eşkiyalığa tövbe etmiş, dağlardan inip köye yerleşmiş. Osmanlı Çakıcıyı defalarca affetmiş, maaş bağlamış, hatta ödüllendirmiş, ama Çakıcı, babasının Boşnak çetelerce işkenceyle öldürülmesiyle çetesini toplayıp tekrar dağlara çıkmıştır.

Selvim senden uzun yok,

Yaprağında üzüm yok,

Gamalı da zeybek vuruldu,

Yar fidan boylum,

Çakıcıya sözüm yok.

Sevgiyle...