Pilav Günümüz (2019)
Kuruluş yıl dönümümüz münasebetiyle her yıl tertip ettiğimiz geleneksel Pilav Günümüzü bu sene Üsküdar Belediyesi Nikah Salonunda gerçekleştirdik. Kuruluşumuzun 13. senesine girdiğimiz 12. pilav günümüzde üyelerimiz, danışma kurulumuz ve destekçilerimizle bir araya geldik.
Gençlik Masası Başkanımız Elif Şükran Sezen’in yaptığı açılışta gönderilen mesajları katılımcılara iletti.
Akabinde Başkanımız Av. Alev Sezen selamlama konuşmasında:
“Bugün burada BİLKA’nın 13. yılına girişini kutlamak için bulunuyoruz. Ancak Kurumumuzun kökleşmesini ve her geçen gün büyüyerek gelişmesini kutlamak için gerçekleştirdiğimiz pilav günümüzün en güzel tarafı sizin gibi güzel insanlarla bir araya gelmemize vesile olmasıdır.
Geride bıraktığımız bir seneyi önceki senelerde olduğu gibi Elhamdülillah verimli çalışmalar yaparak geçirdik. Gündemimizde yoğun bir şekilde yer alan İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Tedip Hakkı, Nafaka ve Uyuşturucu konularında hazırladığımız çalışmalarımızı sizlerle ve kamuoyumuzla paylaştık. Ayrıca Anadolu’muzda kütüphaneye ihtiyaç duyan okullarda kütüphane kurma çalışmamızı Tokat’ta başlattık ve bir köy okulunun kütüphanesini kurduk. İnşallah Malatya’da kurmayı planladığımız ikinci kütüphanemizi ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor.
Vakıf olduğunuz bu çalışmalarımıza bir iki cümle ile değinmek isterim.
BİLKA olarak temel amacı toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmek olan, cinsiyetsiz bir toplum oluşturmak için erkeği erkeklikten kadını kadınlıktan soyutlayan/uzaklaştıran ve fıtrat kavramını reddeden İstanbul Sözleşmesinin feshini istemekteyiz.
6284 sayılı kanunun yürürlükte kalmasını ve uygulamadan kaynaklı sorunların giderilmesi için çalışmaların bir an önce başlatılmasını istemekteyiz.
Ebeveynlerin çocuklarını terbiye etmesini sağlayan ve şu anki mevzuatımızda yer almayan tedip hakkının tekrar Medeni Kanunumuzda düzenlenmesini ve sınırlarının belirlenmesini istemekteyiz.
Nafakanın süreli olmasını bu sürenin hakkaniyet esasına göre belirlenmesini, hâkimin birçok farklı parametreye göre nafakayı hesaplamasını istemekteyiz.
Uyuşturucuyu sadece bir bağımlılık sorunu olarak değerlendiremeyiz. Uyuşturucu ticaretiTerörün en başta gelen finans kaynağı olması sebebiyle terörle ilgili bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Emperyalizmin ülke gençliğini etkisiz hale getirmek için kullandığı bir savaş silahı haline gelmiştir. Uyuşturucuyla mücadelenin terörle mücadele olarak görülmesi, emperyalizm ile gayri nizami bir harp olarak değerlendirilmesi ve ona göre yol çizilmesi gerekmektedir.
Ancak bu konulardan bahsetmekten ziyade bu süreçlerde yer alan taraflar hakkında konuşmak gerekiyor. Maalesef önümüze gelen konuları bir futbol takımı tutar gibi savunuyor veya reddediyoruz. Hatta çoğu zaman bunu yapan kişilerin o konular ile ilgili ihtisasının veya araştırmasının olmadığını sadece otorite olarak gördüğü kişi, stk ya da ülkelerin görüşlerine göre hareket ettiklerini görmekteyiz. Mesela; ya tümü ile İstanbul Sözleşmesi ve 6284 s. Kanun kalsın ya da tümü ile hem sözleşme hem Kanun kalksın diyenler var. Üstelik birbirlerini en çirkin ve üzücü şekilde suçlamaktalar. Bir kesim “siz kadın kanından besleniyorsunuz” diyor diğer kesim ise “siz kadınların akan kanlarına ortak oluyorsunuz” diyor. Böylesi hukuki bir mevzuda bile maalesef bu seviyede bir yaklaşım ile karşılaşıyoruz.
Aslında burada belki de “adalet” kavramını irdelemek gerekiyor.
Bizler bir takım taleplerde bulunurken bunları kendimiz için mi istiyoruz, yoksa herkes için mi?
Izdırap çektiğimiz bir mağduriyet ile mücadele ettiğimiz gibi bize ızdırap vermeyen başkalarının mağduriyetleri için de aynı şevk ile mücadele ediyor muyuz?
“Adalet mülkün temelidir” sözünden adaletin devletin temeli ve teminatı olduğunu değil de kendi mülkümüzün teminatı mı olduğunu düşünüyoruz?
Kendi haklarımızın en ufak bir şekilde haleldar olmasına tahammülümüz yokken başkalarının haklarını kendimize haklı gerekçeler bularak rahatlıkla çiğneyebiliyor muyuz?
Cihana hükmetmiş Osmanlı Devletinin idare edildiği Topkapı Sarayın’daki en yüksek ve görkemli yapı olan adalet kulesinin manasını anlayabiliyor muyuz? Bu kulenin saray erkânından ve padişahtan bile üstün olanın adalet olduğunu cümle âleme ilan ettiğini değil de sadece mimari bir yaklaşım olarak mı değerlendiriyoruz?
Bizler gerçek manada adalet duygu ve düşüncesine sahip olduğumuzda, en az kendimize istediğimiz kadar karşımızdaki için de adalet istediğimizde, işte o zaman olayları değerlendirirken daha tarafsız olabilir ve adil olana ulaşırız.
Adaletli bir yapıya bürünebilmemiz için bizler hangi yolu takip ettiğimize bakmalıyız. Bu tanım bizi iyiye, güzele, doğruya ve adil olana götürüyorsa doğru yoldayız demektir. Enam Suresi 115. Ayet-i Kerime’de Allah-u Teâla “Rabbinin emir ve yasakları, doğruluk ve adalet yönünden tamam oldu.” demektedir. Yani hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim bize bu doğru yolun ne olduğunu göstermektedir.
Yine adaletli bir yapıya bürünebilmemiz için bizler kendimizi nasıl tanımladığımıza da bakmalıyız. Kendimizi birilerine ya da bir yerlere göre mi tanımlıyoruz, yoksa inancımıza göre mi? Bizler sonu “izm” ile biten akımlara göre yönümüzü çizip kendimizi bu akımların mensubu ve sonu “ist” olarak biten insanlar olarak mı tanımlıyoruz? Kendimizi inancımıza göre tanımlamalı, inancımızın ve değerlerimizin ışığında hareket ederek yolumuzu çizmeliyiz.
BİLKA olarak kuruluşumuzdan bu yana bizler çalışmalarımızı gerçekleştirirken milli ve manevi değerlerimizin ışığında hareket ettik ve İnşallah bu şekilde hareket etmeye de devam edeceğiz.” dedi
Danışma Kurulu üyemiz Prof. Dr. Nevzat Kor Hocamız bir konuşma yaparak meslek hayatında yaşadığı ibretlik hatıralarını, bugünlerde yaptığı çalışmalarını, kuruluşunu gerçekleştirdiği üniversite öğrencilerine burs tahsisi ile ilgili vakıf hakkındaki bilgileri katılımcılarla paylaştı.
Akabinde Tokat’ın Ulaş Köyünde yer alan Ulaş İlkokulu ve Ortaokulunun kütüphanesinin kuruluşuna katkı sunan destekçilerimize teşekkür belgeleri takdim edildi.
Üyelerimizin yanı sıra BİLKA Danışma Kurulu üyelerimiz Prof. Dr. İbrahim Subaşı, Av. Murat Kutlu Sezen, AK Parti İl Kadın Kolları üyesi ve KAYDER Kadın Kolları Başkanı Münevver Yorulmaz, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi Nevin Gökçe, Saadet Partisi Genel Merkez Bölge Sorumlusu Nazmiye Gülbaş, Saadet Partisi Kadıköy İlçe Başkanı Recep Yılmaz ve Yönetim Kurulu üyeleri Ali Rıza Erdoğral, Hüsamettin Yaş ve Halil Çalış, Gazeteciler Hamit Çulha ve Musa Has da toplantıda yer aldılar.
Gerek bizzat katılarak gerek tebrik ve destek mesajları ile yanımızda yer alan BİLKA dostlarına teşekkür ediyoruz.