Din ve Eğitim
Din, Allah tarafından peygamberler aracılığıyla insanlara ulaştırılan ilahi bir mesajdır. Dini ortaya koyan Allah, muhatapları ise Allah tarafından yaratılan kullarıdır. Dinin temel amacı, insanların iyi ile kötüyü yanlış ile doğruyu birbirlerinden ayırmalarını ve doğru, iyi, güzel olanı tercih etmelerini sağlamaktır. Elbette burada dinden kastımız ilahi din özellikle de İslam’dır. İslam’da esas olan tevhid yani Allah’ın birliğidir.
İslam dini, Allah tarafından insanların kendilerine yakışır bir şekilde yaşamaları için ortaya konmuştur. Allah insanların nasıl hayatlarını sürdürmeleri gerektiğini peygamberler yolu ile kendilerine öğretmiştir. Son peygamber olan Hz. Muhammed (sav) Allah’ın kendisine vahiy ettiği Kur’an’ı Kerim yolu ile insanları aydınlatmış ve kendisi de her yönü ile insanlığa örnek bir şahsiyet olmuştur. Dolayısı ile bir Müslüman her şeyden önce Kur’an’ı en ayrıntısına kadar bilmeli ve Hz Muhammedi de (sav) her yönü ile örnek almalıdır. Hz. Peygamber (sav) her yönü ile insanlık için emsalsiz bir rehberdir. Nitekim kedisinin sadece Müslümanlar tarafından değil, müşrikler tarafından da Muhammedü’l-emin olarak kabul edildiği ve müşriklerin bile bir yere giderken güvenilir olmasından dolayı kıymetli eşyalarını onun yanına bıraktığı mütevatir haberler halinde günümüze ulaşmıştır.
Her Müslüman Hz. Peygamberi örnek alarak hayatını sürdürmelidir. Hz. Peygamberi örnek alarak hayatlarını sürdürenler Allah’ın emirlerine uyan ve Allah nasıl istedi ise öyle yaşayan kimselerdir. Çünkü Hz. Peygambere itaat edip onun emirlerine göre yaşayan kimse aynı zamanda Allah’ın emirlerine göre yaşan kimsedir.
İslam insanın hayatını düzene koyan bir dindir. İslami kuralları öğrenen ve bunlara göre yaşayan kişinin hayatında tutarlılık olur. Tutarlılık beraberinde huzuru getirir. Çünkü Müslüman her yönü ile Allah’a teslim olan ve hayatını başkalarına da örnek olabilecek şekilde sürdüren kişidir. Her şeyden önce Müslüman Allah’ı, Allah’ın mesajı olan Kur’an’ı Kerim’i, mesajı getiren Hz. Muhammed’i (sav) bilmek zorundadır. Bir Müslüman için bunları bilmek öğrenmek yetmez, bunlardan öğrendiklerini yaşamak, yaşarken de başkalarını örnek olmak zorundadır. Nitekim Allah’u Teâla “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer 9) şeklinde buyurmaktadır.
Bir Müslüman için inanmak yeterli değildir. Müslüman inanmanın yanı sıra inancına dair olan her şeyi öğrenmelidir. Aslında Müslüman sadece inanca dair değil, bilinebilecek her şeyi öğrenme çabası içerisinde olmalıdır. Çünkü bir Müslüman için ilim son derece önemlidir. Nitekim Hz. Peygamberin “İlim Çin’de de olsa öğreniniz” dediği rivayet edilmektedir. Ayrıca Kur’an’ı Kerim’de “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.”(Alak – 1-5.) buyrulmaktadır.
Müslüman hem İslam’a dair Kur’an’da yer alan ve Hz. Peygamberin rivayet ettiği her şeye inanmalı hem de bunlara dair inandığı şeyleri en güzel şekilde öğrenerek ilgili herkese öğretmelidir. Müslüman öncelikle dine dair eğitim verirken muhatabının durumunu göz önünde bulundurmalı ve muhatabının durumuna göre eğitim vermelidir. Örneğin bir yetişkine verilmesi gereken eğitim ile bir çocuğa verilmesi gereken eğitim aynı olmamalıdır. Ancak her hâlükârda eğitim kolaylaştırılmalıdır. Aksi halde olumlu değil, olumsuz neticelere varılır. Nitekim Hz. Peygamber (sav) Kolaylaştırın zorlaştırmayın; sevdirin, müjdeleyin, nefret ettirmeyin buyurmaktadır. Bu emir din eğitimi veren her Müslümanı ilgilendirdiği gibi, din eğitimi dışında eğitim veren Müslümanları da ilgilendirmektedir. Çünkü başarının yolu önemli ölçüde söz konusu prensipten geçmektedir.
Kısaca ifade etmek gerekirse, din Allah tarafından ortaya konan ilahi bir nizamdır. Bu ilahi nizama dair olan her şey insanlığa en güzel şekilde anlatılmalı ve aktarılmalıdır. İnsanlığın iflahı ilahi nizamı en iyi şekilde öğrenme ve öğretmeye bağlıdır.