Hayatımız ve Hatalarımız
Şu gerçeği asla unutmayalım. Kur’an-ı Kerim’de kesin hüküm içeren ayetlerin bir açıklaması olmaz, çünkü hükümdür ve kesin emirdir. Eğer emir olarak vurgulanmışsa o ayet tekrar bir tercümeye ihtiyaç duymaz. Namaz emri gibi. Sadece yapma veya uygulamasında hadislere bakılarak yapılır ve uygulanır.
Hayatımızda yaptığımız ve bazen kendimizin bile kendimizi affedemediğimiz hatalarımızdan dolayı Rabbim’den af dilemek ve affedilmeyi ümit etmeliyiz.
Kadın erkek demeden haram helal gözetmeden yaptığımız hatalar bazen ailelerin yıkılmasına, yuvaların dağılmasına, eşlerin aralarının açılmasına ve çocukların perişan olmasına sebep oluyor.
Bazen bu hatalar can kaybına, cinayetlere, intikamlara ve hatta ailelerin toptan yok olmasına ve intiharlara sebep oluyor.
Nedir bu büyük hatalar? Bu kadar yaygınlaşan, çok basit gördüğümüz ve tüm dünya Müslümanlarının artık vazgeçilmezi olan bu hatalar ve yanlışlıklar nelerdir?
Bir zamanlar aklımızın almadığı, adından bile korktuğumuz ve bugün hayatımızın tam ortasında duran ama sesimizin çıkmadığı ve hatta olabilir diye yorum yaptığımız iki büyük hata FAİZ ve ZİNA.
Faiz dünya gerçeği diye kabul edilen ve hayatımızın olmazsa olmazı olan hayatımızın her alanında her yerinde kendini gösteren ve sadece “napalım işler bu zamanda böyle yürüyor” dediğimiz faiz illeti.
Bakara suresi 257. Ayette faiz açıkça haram kılınmıştır.” Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkar. Bunun sebebi onların, “Alım satımda ancak faiz gibidir” demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helal, faizi ise haram kılmıştır. “
Ebu Hureyre’den bir rivayetle Peygamber efendimiz şöyle buyurur ; “ İnsanlar öyle bir devreye ulaşacak ki o zamanda riba (faiz) yemeyen kalmayacak. Öyle ki doğrudan yemeyene buharı (tozu) ulaşacak”
Maalesef zamanınızda alenen faiz alan, veren insanlar ve kurumlar o kadar çok ki. Ama faiz almayan almak istemeyenlerde bir şekilde bu bataklığa bulaşıyor.
Yapılan alışverişlerde, yediklerimizle belki de helal paramızla aldığımız ekmekle bile bir şekilde bulaşıyoruz. Ama Müslümanım deyip namazını hiç aksatmayan İslam’ın farzlarını yerine getirmek isteyen birçok insanlarda bilerek ve isteyerek parasını faize yatırıyor veya bulaşıyor.
Sosyal medyada bir dönem çok dolaşan bir anekdot vardı. Olayın ciddiyetini anlayabilmemiz açısından burada sizlerle paylaşmak istedim.
Bir amca bir gün bankaya gider ve hesabındaki parasını ve faizini hesaplatmak için müşteri temsilcisinin önüne oturur. Müşteri temsilcisi bir yandan çayını yudumlarken bir yandan da işini hallediyordur. Amca, müşteri temsilcisini kibarca ve gülümseyerek uyarmak adına şöyle bir cümle kullanır.
……..Kızım çayını sağ elinle içersen dinimizce iyi olur, der. Aldığı cevap manidardır;
……..Sağ elimle senin faizini hesaplıyorum amca.
İkinci meselemiz ise artık baş edemediğimiz ve hemen hemen her ailenin başına gelen ve Rabbimizin “gözlerinizi zinadan koruyun” buyurduğu halde vazgeçilmez olan mutluluğu evinde değil de dışarıda arayan erkek ve kadının yasak ilişkileri.
Evli olduğu halde bir erkeğin veya bir kadının karşı cins ile beraber olması yine Türkiye’de ve tüm dünyada var olan gerçeklerden biridir.
İsra Suresi, 32. Ayette Rabbim “ Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o, 'çirkin bir hayasızlık' ve kötü bir yoldur.” buyuruyor.
Ülkemizde bu iki büyük tehlike devam ettikçe gençlerimiz bu şekilde yaşayan büyükleri örnek alacak ve durum içinden çıkılmaz bir hal alacaktır ve içinden çıkılmaz olmaya da devam edecektir.
Eğer bu düzen değişmez Allah’ın kanunları yasalaşmazsa, hayatımıza Kur’an ve Hadis ile yön vermezsek bu içinden çıkılmaz durum bir bozgun ve kötü bir son olacaktır.
Tarihe baktığımızda her kavmin bir yok oluş hikâyesi vardır. Şimdi dönüp ülkemize ve dünyaya baktığımızda neredeyse tüm bu yok oluş sebepleri mevcuttur.
Peki, biz Müslümanlar bu kavimler neden yok edildi de bizler hala ayaktayız diye düşünüyor muyuz?
Biz biliyoruz ki bu yok edilmeyişin tek sebebi Peygamberimizin veda haccında ettiği duadır. “ Ben, Rabbimden, benim ümmetimi helak etmemesini istedim. Rabbim benim bu duamı kabul etti.”
Tek çözüm İslam’ı doğru olarak hayatımıza uygulamak ve yaşamaktır.
Şu gerçeği asla aklımızdan çıkarmayalım; sadece eşler arasında birbirlerine merhamet vardır, buda Rabbimin eşlere bir hediyesidir. Bunun dışındaki ilişkiler geçicidir. Bu dönemde yıkılan evlilikler çok olsa bile bu gerçek göz ardı edilemez.
Evlilik dışındaki ilişkilerde genelde erkek kadını şehevi duygularla sever sayar onu kullanır. Kadın ise erkeği parası için sever, sayar ve kullanır. Maalesef bu çok acı da olsa bir gerçektir.
SELAMETLE KALIN SELAMETTE OLUN