`Şehirleşme, Çalışma Hayatı Ve Sosyal Hayatın Kadın Ve Aileye Etkisi` Çalıştayına Katıldık

`Şehirleşme, Çalışma Hayatı Ve Sosyal Hayatın Kadın Ve Aileye Etkisi` Çalıştayına Katıldık
`Şehirleşme, Çalışma Hayatı Ve Sosyal Hayatın Kadın Ve Aileye Etkisi` Çalıştayına Katıldık

ESAM Genel Merkezinin düzenlediği “Şehirleşme, Çalışma Ve Sosyal Hayatın Kadın ve Aileye Etkileri” konulu Çalıştayına Kurumumuzu temsilen Başkanımız Av. Alev Sezen katıldı. Birinci oturumda konunun olumlu ve olumsuz etkilerini dile getirerek birey, aile ve toplum sağlığı için acil tedbirler alınması gerektiğini ifade etti. İkinci oturumda ise 6284 sayılı Kanunun önemi ve gerekliliğine vurgu yapan bir konuşma gerçekleştirdi.

Bunlarla sınırlı olmamak üzere şehirleşme, çalışma ve sosyal hayatın kadın ve aileye etkilerini olumlu ve olumsuz yönleri olmak üzere ikiye ayırabiliriz.

Olumlu Yönleri

  • İş bulma imkânları ve fırsatlarının daha fazla olması. Ekonomik güç elde etme, ekonomik özgürlüğünü elde etme imkânının olması. Sosyal güvencesinin olması (köyde aile işinde çalışırken sosyal güvencesi yok)
  • Sosyal hayatın içinde olma, sosyalleşme imkânlarının fazlalığı.
  • Kaynaklara ve kişilere daha kolay ulaşılabilir olması.
  • Daha teknolojik bir hayat yaşama.
  • Eğitim fırsatlarının fazlalığı (üniversite, kurslar vs.). Eğitimli annelerin çocuklarını daha bilinçli yetiştirmesi.
  • Sanatsal ve kültürel aktivitelerin fazlalığı ve bunlardan daha geniş bir şekilde yararlanma imkânına sahip olunması.
  • Hizmetlerden daha çok ve hızlı faydalanabilme (sağlık hizmetleri, sosyal yardımlar gibi).
  • Haklarını daha rahat aramaları, şiddete karşı yetkili mercilere başvurmaları, hastaneden rapor almaları, kolektif hareket edebilmeleri.
  • Farklı STK çalışmalarına katılım imkânı.

Olumsuz Yönleri

  • Ses, hava ve görüntü kirliliğinin sağlık üzerindeki etkileri. Yüksek binaların çok, yeşilin az olduğu çok yoğun ve kalabalık bir ortam.
  • Bir iş yerinde çalışma mecburiyeti (bir kişinin geliri geçinmek için yetmiyor).
  • Kadına uygun görülen belirli işler var. Aynı paralelde kadın STK’larında da kadına uygun görülen belirli çalışma alanları var.
  • Tüketim çılgınlığı (fırsatlardan yararlanma, kaçırmama duygusu ile gereksiz şeyler alma).
  • Çekirdek aileye yöneliş.
  • Çocuk yapmama veya belli bir sayı hedefleme.
  • Yalnızlık; Bir kısım yalnız yaşayan çalışan kadınlar dinlenemiyorlar bu sebeple sürekli yorgun ve tükenmiş durumdalar. Ailelerinden uzak yaşayıp, destek de al(a)madıkları için aidiyet duyguları azalıyor. / Yaşlılar için huzurevlerinin sayısı artıyor. Huzurevleri bakmak istemediğin anne babanı legal bir şekilde başından atmanın bir yolu olarak görülüyor. / Çocuklar anne-baba işten yorgun geldiği için “aman bir şey söyleme, soru sorma, oyun oynama” gibi yaklaşımlarla anne-babadan daha da uzaklaşıyorlar. / Yalnız yaşayan kadınların sayısı erkeklerden fazla.
  • Güvenlik sorunu.
  • Nüfusla doğru orantılı olarak taciz ve istismar ihtimalinin yüksek oluşu.
  • Suçla karşılaşma, bir suçun mağduru olma riskinin artması.
  • Yoğun, mücadeleci, rekabetçi, kıyasıya bir ortamla karşı karşıya gelme. Bu sebeple oluşan fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar.
  • Girilen ortamlarda kabul görme isteği ile yapılan aşırı müdahale ve gayretler. (Estetik, saç-aksesuar, kılık-kıyafet, makyaj-kozmetik)
  • Kariyer dayatması, kariyer yapmazsan sen bir hiçsin anlayışı ile karşı karşıya gelme.
  • Çalışan kadının ikili yükü. Hem süper anne, hem iyi bir çalışan olma gayretinin çatırdayan ailelere, sağlıksız bireylere sebebiyet vermesi.
  • Kimi iş yerlerinin hamile kalmayacağı taahhüdü alması.
  • Mobbing (iş yerinde psikolojik taciz) ile karşı karşıya kalınması. Kadın yöneticilerin kadınlara uyguladığı psikolojik taciz oranı erkeklere uyguladığı psikolojik taciz oranından yüksek olduğu için kadın çalışanın daha fazla bu risk altında olması.
  • İş yerinde cinsel taciz.
  • Aynı iş için daha çok nitelik ve eğitim istenmesi.
  • Aynı iş için kadının daha az maaş alması.
  • Kadının iş hayatında en ufak bir hatasının bile hemen “kadın” oluşuna bağlanması.
  • Ev hanımlarının değersizleştirilmesi.
  • Aldatma, ikinci eş sorunu.
  • İş hayatında dinini yaşamada karşılaşılan sıkıntılar. (Tesettürlü kadınları işe almayanlar, namaz kılmaya izni vermeyenler)
  • İşte uygun ibadet ortamı bulamama.
  • Çocukların anne sevgisinden yoksun büyümeleri; Çalışan kadınlar yeterince ilgilenemedikleri için çocukların kötü arkadaş ve alışkanlıklar edinmeleri (çocukların yalnızlaşması, kendi odalarında bilgisayar, televizyon ve telefonla vakit geçirmeleri. Anne-baba yerine aile büyükleri ile veya bakıcılarla büyümeleri. Jenerasyon farkı sebebi ile sorunların oluşması. / Muhabbet için temas gerekir. Bu yakınlık olmayınca sevgi azalıyor, sevgi azaldıkça vefakârlık, kanaatkârlık, sabır, cefakârlık gibi hasletler azalıyor.
  • Kontrol alanı çok dar olduğu için çocukları gözetim altında tutma zorluğu.
  • Akraba ilişkilerinin zayıflaması.
  • Komşuluk ilişkilerinin zayıflaması.
  • Ata yurduna bir kez bile gitmeyen, atalarının mezarlarını bir kez bile ziyaret etmeyen nesillerin yetişmesi.
  • Kadın erkekten daha fazla kazanıyorsa veya erkek işsizse aile içinde öfke patlamalarının ve şiddetin artması.
  • Trafikte erkek sürücülerin kadın sürücülere karşı hoş olmayan tavırları, yapılan hataların kadın olmasına bağlanması, araçla sıkıştırma ve taciz. Toplu taşımalarda taciz.
  • Yaşlı, hamile ve çocuklu bayanlara yeterli ve gerekli değerin verilmemesi.
  • Çok farklı hatta tam tersi inanç ve dünya görüşüne sahip kişilerin de yaşaması sebebiyle inançlarını yaşamada zorluklarla karşılaşılması. (Namazını kazaya bıraksana gibi söylemlerle karşılaşma, çocuğuna inancına uygun eğitim aldıramama vb.)
  • Boşanma oranlarının artması, evlenme oranlarının düşmesi. Evlilik kurumunun hak ettiği değeri görmemesi. Evliliklere değer verilmemesi.
  • Eşcinselliğin alenileşmesi ve bu normalleştirmenin çocuk ve gençleri etkilemesi, yayılmasına sebep olması.