Hacere TEMİZ


Özgeçmişi:
1340 yılında Rize`de doğdu. 8 kardeşin en küçüğü olan Hacere Temiz 19 yaşında Rize`de evlendi. Bu evliliğinden iki çocuğu oldu. Bir çocuğu bir aylıkken öldü. Erkek olan diğer çocuğu hayatta. 23 yaşında iken eşi veremden öldü. 28 yaşında ikinci evliliğini yaptı ve kuma olarak İstanbul`a geldi. Kuması ile 40 sene birlikte yaşadı. Kuması vefat ettikten sonra resmi nikahı oldu. Bu evliliğinden de bir erkek bir kız olmak üzere iki çocuğu daha oldu. 5 torunu ve 1 torununun çocuğu var. Hiç okula gitmeyen Hacere Temiz okuma-yazma bilmiyor.
İlginç Veya Unutamadığı Bir Anısı:
“İstanbula ilk geldiğimde gazı, şekeri karne ile alıyorduk. Halk partisi vardı.
Adnan Menderes`in zamanında bir yıkım oldu. O zaman Osmanbey`de oturuyorduk. Şu anda 53 yaşında olan oğlum Erol 40 günlük bebekti. Ermenilerin evinde oturuyorduk. Evi Türklerden almışlardı. Bu yıkım zamanında Ermeniler camlarına kara örtü örtmüşlerdi. Ermeni ev sahibimiz bize Türk bayrağı verdi. “Evin camına asın ki evin camını çerçevesini kırmasınlar” dedi. Biz de Türk bayrağını cama astık. Bayrağı asınca camımızı kırmadılar. Bu dönemde sokağa çıkamadık, 24 saat ekmek alamadık. Gece saat 2`de “ekmeğinizi alın yarın sokağa çıkılmayacak” denildi. Görümcem ile ekmek almak için dışarıya çıkınca gördük ki her şey kırılmış, dökülmüş. Osmanbey`den Kurtuluşa yürüyerek gittik. Ekmek aldık. Sabah oldu. Komşu kadınlar ellerini vuruyor, ekmeğimiz yok diyorlardı. Biz “size de ekmek aldık bize de” deyince çok sevindiler.
250 gr. şeker, yarım lt. gaz birgün verirlerdi, birgün vermezlerdi. Kış, çocuk kucağımda dönerdim. O gaz da biter ise yemek yok, pişiremezdik. Satıcı adam kucağımda bebek ile beni görünce “sen nerelisin” dedi. “Rizeliyim” dedim. Bebeğe üzüldü ve onu üşütmeyeyim diye “sen Pazar günü iki teneke getir bu çocuğa gaz vereceğim” dedi. Bu gaz ile yemeksiz kalmadık. Bu tenekeler yedekti, gün aşırı gaz hakkımızı yine alıyorduk.
O sene denizin üstü buz bağladı. Buzların üstünde kayıklar giderdi, çok soğuktu. Eşim kamarot olarak deniz yollarında çalışıyordu. “Adana Vapuru”nda çalışıyordu. Yurt dışına çıkmışlardı ve bir hafta geç geldi. Yurt dışında bir denizde her halde bir okyanusta fırtınaya yakalanmışlar. Eşim “Fırtına sebebi ile bütün tabaklarımız, bardaklarımız düştü kırıldı” dedi. Kaptan sayesinde kurtulmuşlar.”
Nasihat :
“Nasihatleri biz dinlerdik, cahillere bir şey denilmiyor. Gençler bir şey dinlemiyor. Nasihat ettiğinde eski kafalı diyorlar.
Gençler, sabırlı olsun, akıllı olsun, güzel okusun, kimseye çatmasın. Elinizden geldiğince namazınızı kılın, orucunuzu tutun. Kimseyle kavga etme. Büyüğünü say, küçüğünü sev. Bir lokman olduğunda paylaş. En iyisi ana-baba duası almak. Ana-baba duası alırsan ne aç kalırsın, ne açık kalırsın. Kimsenin kalbini kırma, olursa, olur sabır et kırma, çok olursa salavat getir. Kocan dahi dese bir laf etme. Sabır eden selameti bulur. Ben sabrediyorum. 45 sene hoca nikahı ile oturdum sabrettim, ne aç kaldım ne açık kaldım çok şükür.”
Röportaj: Av. Alev Sezen
Hacere Temiz 20.02.2009 tarihindevefat etmiştir.Merhumeye Allah`tan rahmet,yakınlarına sabr-ı cemilve hayırlı uzun ömürler diliyoruz.